TEDE-PORT

Girişimcinin El Kitabı

Girişimcinin El Kitabı

Girişimlerde Yenilik Ve Yönetim Süreci

Yenilikler, sadece yeniliği gerçekleştiren girişimci veya işletme için değil aynı zamanda toplum ve ülke için de faydalar sunmaktadır. Buna göre yenilikler, ülke ekonomisine üç temel alanda yaptığı katkıyla önemli bir itici güç olarak fayda sunmaktadır. Yenilik; sürdürülebilir ekonomik büyümenin, sosyal kalkınma ve refah düzeyinin ve son olarak rekabet gücünün temel dinamiğini oluşturmaktadır. Bir ülkede yenilik kültürünün benimsenmesi, aynı zamanda girişimcilik konusunda insanları harekete geçirecek bir etken olabilecektir. Böylece yeniliklerin ticarileştirilmesi için gerekli olan girişimci yaklaşımlar, yenilikler için önemli hâle gelecektir.

Girişimcilik ile yeniliğin ilişkisi, geniş bir çerçevede ele alınması gereken bir ilişkidir. Girişimci kişi, yenilik ile kendine bir rekabet avantajı oluşturabilir. Bunun yanında yenilik de bir anlayış olarak sahip olunduğunda girişimciye yeni olanakların kapısını açmada bir potansiyel sağlamaktadır. Girişimcilik, temel olarak çevrede yer alan veya yenilik yoluyla ortaya çıkan bir fırsattan yararlanarak bir değer yaratma sürecini ifade eder. Genel olarak girişimcilik, bir kişi veya grup tarafından yeni bir iş girişimini yönetme veya yeni iş yaratma şeklinde ortaya çıkmaktadır. Yaratıcılık ve yeniliği girişimciliğin iki temel dinamiği olarak kabul ettiğimizde girişimcinin sadece yaratıcı fikir, uygulama ve tekniklere sahip olması yeterli değildir. Ayrıca yenilik yönetimine uygun bir şekilde pazarlama, yönetim ve organizasyon süreçlerini yürütebilmesi gerekmektedir. Daha doğrusu yenilik ve yaratıcılığı bir potada eriterek girişimci kendine bir yol çizebilir. Başarılı bir girişimci, sürekli öğrenen ve yaratıcılığını öğrendikleriyle yenilikleri yönetebilecek şekilde harmanlayan bireydir.

Hem girişimci hem de işletmeler, yenilik kültürüne sahip olarak yenilikler yapabilmek için öncelikle yenilik kavramını tüm yönleriyle kavramalıdır. Bundan dolayı yeniliği bütüncül bir şekilde ele alarak yenilik kavramının tanımını ve özelliklerinden bahsedeceğiz. Yenilik kavramı, Latince “innovatus” kelimesinden gelmektedir. “Toplumsal, kültürel ve idari konulara ilişkin yeni yöntemlerin kullanılması” anlamına gelen bu kavram İngilizce’de “innovation” olarak kullanılmaktadır. Türkçede İngilizce karşılığından hareketle “inovasyon” kelimesi, yenilik yerine kullanılmaktadır. Bu çalışmada ise yenilik kavramı tercih edilmiştir. Elbette yenilik kavramı, “innovation” ile ifade edilen ve özünde yeni olarak tanımlanan şeylerin toplumsal ve ekonomik değere (faydaya) dönüşmesini barındıran vurgudan eksiktir. Bu eksiklik ancak yenilik kavramına ilişkin kavramsal çalışmalar ile tamamlanacaktır. Yeniliğin kavramsal olarak içinin doldurulması ve çerçevesinin doğru çizilmesi için temel özellik ve bileşenlerinin açıkça ortaya konulması gerekir. Bunun için de yeniliğe dair yapılan tanımlamaların neler olduğu ve hangi vurguları yaptığı belirlenmelidir.

Yenilik; yeni veya büyük ölçüde değiştirilmiş ürün, hizmet ya da sürecin bir pazarlama yönteminin ya da organizasyonel yöntemin işletme içi uygulamalarda, dış ilişkilerde veya iş organizasyonunda uygulanmasıdır (Oslo Manual, 2005). Bir diğer tanıma göre ise yenilik, müşterilerin istedikleri yeni ürün ve hizmetleri sunabilmek için teknoloji ve pazara ait olan yeni bilgilerin kullanılmasıdır. Bu çerçevede yeni ürün ve hizmet; daha önce pazarda olmayan, maliyetleri düşük ve benzersiz özelliklere sahip olan, müşteriler içinde yeni kabul edilebilen ve teknoloji ile pazar bilgisinin kullanımı sonucunda ortaya çıkan ürün ve hizmetlerdir (Afuah, 2003). Elçi (2006) ise yeniliği bilginin ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürülmesi olarak tanımlamaktadır.

Yukarıdaki tanımlara bakıldığında kavrama farklı açılardan bakıldığını ve buna göre farklı tanımlamalar yapıldığı anlaşılmaktadır. Yenilik, temel olarak yeni şeyler ile ilgilidir. Yeni şeylerin aynı zamanda pazarda karşılığını bulabilmesi çabası, yenilik kavramının içinde yer almaktadır. Buna göre yenilik tek seferlik bir şey olmaktan ziyade bir süreci nitelemektedir. Söz konusu bu süreç sonunda topluma, işletmeye, girişimciye ve tüketiciye bir değer veya fayda sunulması beklenmektedir. Sunulacak olan değer veya fayda ancak yeniliğin uygulanması ve başarılması ile kendini gösterecektir.

1.1. Yeniliğin Özellikleri

Farklı tanımların yeniliğe dair açmış olduğu pencereler, aslında yeniliğin bazı özelliklere sahip olduğunu göstermektedir. Buna göre yenilik, bazı örgütsel (işletme veya girişimciye ilişkin) ve toplumsal özelliklere sahiptir. Dahası bazı özellikler, hem toplumsal hem de girişimciye ilişkin öğeler barındırmaktadır. Bu özellikler şu şekildedir:

Yenilik bir süreçtir ve süreklidir: Yenilik tek aşamalı bir faaliyet değildir. Bunun yerine birbirine bağlı belirli adım ve aşamalardan oluşan bir süreçtir. Bu süreç, işletme içi ve dışı birçok farklı faktörün birbiriyle etkileşimi ile ortaya çıkmaktadır. Bu noktada gerekli olan şey, iç ve dış etkenlerin ve bu etkenlere bağlı faktörlerin etkileşiminin doğru bir şekilde yönetilmesidir. Bu özelliğiyle yenilik, bir yönetim sürecinin ürünü olarak da karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca yenilik tek seferde yapılan ve biten bir şey değildir. Yenilik sürecinin devam ettirilmesi gerekmektedir. Nitekim birçok farklı icat ve buluş, yenilik olarak kabul edilmemektedir. Bunun sebebi yeni olan ürün/hizmet veya sürecin üretim aşamasından toplum tarafından kabul edilme ve yayılma adımına geçememesidir. Ekonomik ve sosyal olarak fayda yaratmayan buluş ve icatlar, bir farklılık olmanın ötesinde bir anlam içermemektedirler. Bundan dolayı yenilikler; artan rekabete, değişen tüketici istek ve ihtiyaçlarına ve yeniliklerin taklit sürelerinin kısalmasına cevap verebilecek şekilde yürütülmelidir.

Yenilik, ülkeler ve işletmeler için en önemli rekabet araçlarından biridir: Yenilik sadece işletmeye veya girişimciye değil aynı zamanda ülkeye de rekabet avantajı sağlamaktadır. Bundan dolayı ülkeler yenilik politikalarına hem ulusal hem de sektörel düzeyde sahip olmalıdırlar. Ülke olarak yenilik için üstün ve zayıf yönlerin belirlenmesi ve buradan hareketle hangi tür yeniliklere önem verileceği kararlaştırılmalıdır. Dahası işletmeler ve girişimciler, yeniliğin yoğun olduğu sektörlerde var olabilmek için sürekli bir yenilik faaliyeti yürütmek durumdadırlar. Bu da hem işletmeleri hem de ülkeyi belli bir düzeyde rekabetçi hâle getirmektedir. Yeniliğe getirilecek olan sistematik anlayış, hem işletmeleri hem de yeni girişimcileri yeniliğe uygun işler ve süreçler izlemeye itecektir. Böylece yenilik yoğun bir iş yapma biçimiyle tüm sektörlere hâkim olabilecektir.

Yenilik bir problem çözme sürecidir: Girişimciler, karşılaştıkları problemleri çözmede farklı yöntem ve tekniklere sahiptirler. Örneğin mevcut ürün ve hizmetlerin pazar payının düştüğünü gören bir girişimci rekabet üstünlüğünü kaybetmekle yüz yüze kalabilmektedir. Bu sorunun çözümüne yönelik üretilebilecek en etkin yöntemlerden biri de yeni bir ürün veya hizmet geliştirmektir. Karşılaması gereken ihtiyacı daha etkin ve verimli bir şekilde karşılayan yeni ürün veya süreç hem girişimcinin problemini çözmekte hem de işin sürekliliğini sağlamaktadır.

Yenilik fonksiyonlar arası bütünleşmenin bir ürünüdür: Yenilik, işletmedeki bütün bölüm ve çalışanları kapsar. Tüm bölüm ve çalışanların bütünleşik ve koordineli bir şekilde yürüttükleri faaliyet olarak yenilik, girişimcinin yönetim ve organizasyon yeteneklerine ihtiyaç duymaktadır. Yeniliği tek bir bölümün görevi gibi algılamak, yeniliğin ekonomik ve sosyal başarısında önemli problemlere yol açabilecektir. Buradan hareketle yeniliğin sadece Ar-Ge biriminin bir işi olmadığını vurgulamakta fayda vardır.

Yenilik çevreye adapte olmanın ve çevreyle bütünleşmenin bir aracıdır: Yenilik vasıtasıyla çevreyle bütünleşmek ve çevreye adapte olabilmek, günümüz işletmeleri için bir zorunluluktur. Sektördeki diğer rakiplerin yenilikçilik konusunda önde olmalarının getirdiği rekabet avantajı sorunu ile tedarikçi ve aracıların kullandıkları yeni teknolojiler, bu zorunluluğu doğuran sebepler olarak sayılabilir. Ayrıca müşterilerin ve toplumun beklentilerinde meydana gelen değişimlere uygun cevap verme gerekliliği de adaptasyon ve bütünleşmeyi zorunluluğa dönüştürmektedir.

Yenilik ekonomik ve sosyal fayda yaratan bir değerdir: Faydasız olan ilimden kaçınmak geleneksel öğretinin bir parçasıdır. Yenilik konusunda da geçerli olan bu durum fayda veya değer yaratmayan farklılığın yenilik olarak değerlendirilmemesini getirmektedir. Yenilik, sadece buluş ya da mevcutlarda bazı değişikliklerin veya farklılıkların yapılmasının ötesinde bunların ekonomik bir değere ve sosyal bir faydaya dönüştürüldüğü bir olgudur. Bu bağlamda yeniliğin hem toplumsal hem de ekonomik bir yönü vardır.

Yenilik onu kullananların yaşamında değişiklik yaratan bir araçtır: Tüketiciler; hayatlarını kolaylaştıran, yaptıkları işlerin daha zahmetsiz yapılmasını sağlayan yenilikleri benimserler. Dahası bazı yenilikler iş yapma biçimlerinden yaşam tarzlarına kadar çok farklı alanlarda büyük değişimler yapabilmektedir. Bundan 10 yıl önce akıllı telefonlar henüz tüketicilerin hayatını günümüzdeki şekilde işgal etmemişti. Belki çok daha önceleri insanlar; randevularını takip etmek için ajandalar tutuyor, günlük haberleri takip etmek için gazete ve dergileri takip ediyor veya eğlenmek için çeşitli TV programlarını takip ediyorlardı. Fakat günümüzde akıllı telefonlar, hem eğlence ve hem de günlük işlerin devamlılığın sağlanması için çok önemli bir işlevi yerine getirmektedir.

Yenilik onu destekleyen sosyal ve kültürel bir ekosistemin ürünüdür: Yenilikler girişimcilerin bağlı bulundukları sosyal ve kültürel bağlamdan ayrı düşünülemez. Her ne kadar kimi yenilikler radikal bir şekilde ortaya çıksa da genel olarak belirli bir örgüt veya toplum kültürüne bağlıdırlar. Değişimi ve dinamizmi önceleyen bir kültürel desen içinde yeniliklerin daha kolay ortaya çıkması muhtemeldir. İnsanlar eğer kendilerinin yeni, farklı ve değişik fikir veya uygulamalarının kabul göreceğini düşünürlerse bu tür fikir ve uygulamaları daha kolay bir şekilde toplumla paylaşabileceklerdir. Dahası oluşturulan kültürel çevre içerisinde herkes, yenilik sürecinin işleyişine etkileşim içinde katkı vererek yeniliğin sürekliliğini sağlayacaktır. Yenilik yayılmacı bir özelliğe sahiptir: Yeniliğin sosyal bir değer veya fayda sağlamak ya da ekonomik bir katkı sunmak için yayılma özelliği göstermesi olağandır. Sosyal bir özellik olarak yeniliğin yayılması insanların yenilik aracılığıyla elde ettiği faydanın başkaları tarafından görülerek taklit edilmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Diğer taraftan ise işletmenin kendi iş süreçleri ve iş yapma biçiminde yapmış olduğu yeniliklerin yayılması istenmemektedir çünkü böylece işletme, rakipleri tarafından kolayca taklit edilebilecek ve kendisine rekabet avantajı kazandıran özelliğini kaybedecektir.

Yenilik yaşam kalitesini ve refah düzeyini artıran bir araçtır: Yenilikler büyük oranda toplumun istek ve ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak ve daha konforlu bir hayat sürmesini sağlamak amacıyla yapılmaktadır. Bu yönüyle yenilikler, insanların yaşam kalitelerini arttırmaktadır. Böylece daha konforlu bir yaşam sürmelerinde önemli bir etkiye sahiptir. Buna paralel olarak yenilik, iktisadi ve toplumsal hayata ilişkin katkılarının yansımasıyla toplumun refah düzeyinin artışına da önemli katkılar sağlayacaktır.

1.2. Yenilik Türleri

Yenilik; alanlarına, derecesine, özelliklerine ve etkilerine göre birçok farklı sınıflandırmaya tabi tutulmuştur. Bu farklı sınıflandırmalar, yeniliğin firmanın bütün faaliyet alanlarını ve kültürünü yönlendirecek kadar örgütle iç içe geçmiş bir kavram hâline geldiğini göstermektedir. Yenilikler; alanlarına göre ürün-hizmet, süreç, pazarlama ve örgütsel yenilik olarak sınıflandırılmaktadır. Yeniliklerin meydana getirdiği değişim ve farklılığın derecesine göre ise radikal, aşamalı ve yapısal yenilik olarak sınıflandırılmıştır. Ayrıca yenilik, sadece işletme düzeyinde değil bireysel ve toplumsal/ ulusal düzeyde de ele alınarak bireysel, örgütsel ve toplumsal yenilik olarak farklı bir sınıflandırma da yapılmıştır. Bu sınıflandırmalardan en yaygın olanları;

  • radikal ve aşamalı yenilikler,
  • ürün-hizmet ve süreç yenilikleri ile
  • teknolojik ve teknolojik olmayan yenilik sınıflamalarıdır.

Bazı yenilikler bu yenilik türlerinden bazen birinin bazen de birkaçının özelliğine sahip olabilmektedir. Örneğin bir ürün yeniliği hem radikal hem de teknolojik özelliklere sahip olabilmektedir.

1.2.1. Radikal ve Aşamalı Yenilikler

Yenilik, yapılan değişikliğin boyutuna göre radikal veya aşamalı yenilik olarak adlandırılabilir. Daha önce olmayan bir ürün/hizmet, süreç veya yöntemin geliştirilmesi ile faydaya dönüşen değişiklik, “radikal yenilik” olarak adlandırılmaktadır. Radikal yenilikler genellikle bireyin yaşamında ve davranışlarında önemli değişimlere yol açar. Örneğin televizyon 1950li yıllarda radikal bir yenilik olarak tecrübe edilmiştir. Aynı şekilde İnternet ve akıllı telefonlar da radikal bir şekilde insanların günlük yaşantılarına ve pratiklerine etkide bulunmuştur. Radikal yenilikler genelde küçük firmalar tarafından gerçekleştirilir. Küçük firmalar veya girişimciler, böylelikle faaliyet göstermek istedikleri sektöre girmeyi amaçlarlar. Bu da sektördeki diğer firmalarla rekabet etmelerinde önemli avantajlar sunar. Aynı zamanda radikal bir yenilik ortaya çıktığında çevresel faktörlerdeki belirsizliği artırarak işletmelerin ve endüstrinin dönüşümüne de yol açar.

Radikal yeniliğin aksine kimi yenilikler aşamalı iyileştirmeler ile ortaya çıkmaktadır. Kademeli bir şekilde ürün/hizmet, süreç veya yöntemin daha iyi hâle getirilmesi üzerine adımların atıldığı ve sonuç olarak yeniliğin ortaya çıkarıldığı süreci izleyen türdeki yenilikler aşamalı yenilik olarak ifade edilmektedir. Aşamalı yenilikler, işletmelerin mevcut yeteneklerini ve işlevlerini geliştirmesine yardımcı olmaktadır. En az radikal yenilik kadar önemli olan aşamalı yenilik, yeniliğin sürekliliğine yaptığı vurgu bakımından da değerlidir. Televizyon veya İnternetin radikal bir yenilik olmasının yanında onların kullanımını zenginleştiren LCD ekran, HD görüntü veya mobil iletişim vb. yenilikler; genel olarak aşamalı yenilik olarak değerlendirilebilir.

Radikal ve aşamalı yenilik zamanla birbirini bütünleyen ürün/hizmet ve yöntemlerin ortaya çıkarılması, geliştirilmesi ve olgunlaştırılması aşamalarından oluşan bir süreci ifade etmektedir. Çünkü ürün/ hizmet, süreç ve yöntem gibi alanlarda ortaya çıkan radikal yenilikler, aşamalı yeniliklerle gelişir ve olgunlaşır. Radikal yenilikler her ne kadar müşterilere önemli faydalar sunarak davranışlarında büyük değişimler yaratsa da aşamalı yenilikler, bu faydayı maksimum düzeye ulaştıran değişim ve farklılıklardır. Radikal ve aşamalı yenilikler ile ilgili önemli olan bir diğer konu da “yaratıcı yıkım” kavramıdır. Yaratıcı yıkım; yeni ürünlerin, üretim yöntemlerinin, pazarların ve örgüt biçimlerinin geliştirilmesiyle eskilerin kaybolmasını ve bu döngünün sürekli olarak devam etmesini ifade etmektedir. Bu kavramı ortaya atan ve yenilik ile ilgili çalışmaları derinden etkileyen Schumpeter (1934) yeni teknolojilerin eskisinin yerini aldığı dinamik bir süreçle ekonomik gelişmelerin harekete geçeceği başka bir ifadeyle yeniliklerin zamanla mevcutları yok edeceğini savunmuştur. Buna göre yenilik yapmayan bir girişimci rekabet avantajına sahip olamayacaktır.

Radikal yeniliklerin işletmeye rekabetçi bir özellik kazandırmasıyla birlikte bu rekabetçiliğin korunmasının en önemli araçlarından birisi de aşamalı yeniliklerdir. İşletmeler için aşamalı yenilikler yapmak, radikal yenilikler yapmaktan daha kolay ve daha az maliyetlidir. Bu nedenle büyük işletmelerin çoğu yenilik stratejilerini radikal yenilikler yerine aşamalı yenilikler üzerine geliştirmektedirler. Böylelikle radikal yeniliklerin risklerinden kaçınabilmektedirler.

1.2.2. Ürün/Hizmet ve Süreç Yenilikleri

Ürün ve hizmet yeniliği, var olan ürün veya hizmetlerin mevcut özellikleri ve kullanım alanları bakımından tamamen farklı ya da önemli derecede farklılaştırılmış bir ürün veya hizmetin ortaya konmasını ifade etmektedir. Ürün ve hizmet yeniliği temel olarak iki farklı şekilde yapılabilir. Bunlardan ilki, daha önce mevcut olmayan bir ürün ve hizmetin geliştirilerek pazara sunulmasıdır. Böyle bir yeni ürün, bazen daha önce eşi ve benzeri olmayan tamamen yeni bir ürün olabileceği gibi bazen de sadece o pazar ve sektör için yeni bir ürün olabilir. İkinci olarak ürün ve hizmet yeniliği mevcut ürün ve hizmetlerde çeşitli düzeylerde değişiklik ve farklılık yapılarak gerçekleştirilir. Bu değişiklik ve farklılıklar çoğu zaman hem ürün ve hizmetlerin kullanım alanlarını değiştirerek ürün ve hizmetin değerini artıracak hem de rakip ürün ve hizmetlere göre rekabet üstünlüğü sağlayacaktır. Mevcut ürün ve hizmetlerdeki değişim ve farklılık bazen de farklı pazar gruplarının ihtiyaç ve isteklerine göre yapılarak firma için yeni pazar alanları oluşturabilecektir.

Süreç yeniliği ise verimlilik ve değer artışını sağlamak amacıyla ürün ve hizmetlerin üretim öncesi tedarik, üretim ve üretim sonrası dağıtım şekillerinde yapılan değişim ve farklılıklardır. İşletmeler veya girişimci, sahip olduğu sistem ve mekanizmaları ya tamamen değiştirerek ya da belirli değişiklikler veya düzeltmeler yaparak süreç yeniliğini gerçekleştirebilirler. Müşteriler için ürün ve hizmetlere ulaşmada rahatlık, çabukluk ve etkinlik sağlayacak bir tedarik sistemine geçilmesi, bu tür bir yeniliğe örnek verilebilir.

1.2.3. Teknolojik ve Teknolojik Olmayan Yenilikler

Teknolojinin insanların hayatında giderek daha fazla yer tuttuğuna şahit olunan günümüzde yeniliklerin teknolojik olmayabileceği kimileri için ilginç veya yanlış gelebilir. Nitekim yenilik yapılış sürecinde teknolojik girdinin yoğunluğuna bağlı olarak teknolojik ve teknolojik olmayan yenilikler şeklinde inceleme yapılabilir. Teknolojik yenilik, yeniliğin teknolojik bir gelişmeye veya mevcut teknoloji kullanımına bağlı olarak gelişmesiyle ortaya çıkarken teknolojik olmayan yenilik ise teknolojinin çok fazla hatta hiç kullanılmadığı, ürün ve hizmetlerin sunumunda, depolamada, personelin yönetim ve çalışma biçimlerinde ortaya çıkan yeniliktir. Teknolojik yenilikler özellikle yeni bir ürünün tasarımında, üretiminde veya teknolojiye bağlı hizmet sunumlarında kendini gösterirler. Teknolojik olmayan yenilikler ise üretilen bir ürün ve hizmeti müşteriye sunma, yeni veya mevcut ürünler için farklı pazarlar bulma, mevcut ödeme şekillerinden farklı bir ödeme şekli geliştirme veya yeni bir müşteri iletişimi anlayışı ortaya koyma gibi gerçekleşen pazarlama yenilikleridir.

1.3. Yenilik Yönetimi

Yenilik; yukarıda görüldüğü üzere farklı türlerde, farklı amaçlarla ve farklı süreçler izlenerek ortaya çıkarılabilmektedir. Nitekim tüm bu farklılıklar içinde genel bir yenilik yönetimi sürecinin izlenebiliyor olması hem girişimciler hem de büyük ölçekli işletmeler için önemlidir. Yeniliğin bir süreç olduğundan yine yukarıdaki bölümlerde bahsetmiştik. Bu noktada sürecin nasıl yürütüleceğini, kontrol edileceğini ve devam ettirileceğini belirlemek yenilik yönetimi ile mümkün olacaktır.

Yenilik yönetimi ekonomik, politik ve sosyal çevre faktörlerinden bağımsız olarak düşünülmemelidir. Bundan dolayı yenilikçi bir ortamın sağlanması, yenilik sürecinin düzgün ve etkili işletilebilmesi için elzemdir. Çevre faktörlerine bu denli bağlı olma durumu, aslında yenilik yönetimini bir belirsizlikler denizi içinde gerçekleştirme durumunu ortaya çıkarmaktadır. Pazara ve kaynaklara yönelik belirsizliklerin yanında teknik ve örgütsel belirsizliklerin de söz konusu olması yeniliğin nasıl bir süreç ile yönetilmesi gerektiğine dair soruyu zorlaştırmaktadır. Bu noktada girişimcinin risk alan ve yöneten rollerine ihtiyaç duyulmaktadır. Girişimci yenilik sürecinde bu belirsizlikleri, sahip olduğu yetkinlikler ile aşacaktır. Bu noktada yenilik yönetimi için tek bir reçetenin olmadığını ve girişimcinin kendi durum ve süreci içinde uygun olan teknik, yol ve yöntemleri belirleyerek özgün bir yenilik yönetimine gereksinim duyacağını söylemek gerekir. Yine de sürece dair bilgilerin artması yeniliğin nasıl yönetilmesine dair yol, yöntem ve tekniklerin de zenginleşmesini sağlayacaktır.

Yenilik yönetimi, günümüzde dış çevreye kapalı ve tek taraflı iletişimden oluşan önceki yenilik modellerinden daha karmaşık bir şekilde ele alınmaktadır. Buna göre yenilik yönetimi sürecinde farklı faaliyetler arasında etkili bir iletişim geliştirilmesi gerekmektedir. Aşağıdaki şekilde (Şekil 1) merkezinde organizasyonun bilgiye dayalı temeli bulunan bir yenilik yönetimi modeli görülmektedir. Örgüt, işletme veya girişimcinin bilgi temelini; sahip olduğu değer, inanç ve alışkanlar ile örgüt yapısı oluşturmaktadır. Girişimcinin bilgi temeline dayalı değerlerinden oluşan yapısı, yenilik sürecindeki iletişim ve etkileşimi destekleyecek ve güçlendirecek önemli bir altyapı hazırlayacaktır.

Yenilik sürecinde örgütler; problemlerinin farkına varırlar, tanımlarlar ve çözüm için yeni bilgi üretirler. Bu süreçte yeni fikirlerin üretilebilmesi için bilginin değişimi oldukça önemlidir. Ancak bu bilgiler, her zaman açıkça ifade edilen bilgiler olamayabilirler. Bazen de ihtiyaç duyulan bilginin gizli bilgi olabileceği ve bu bilginin ortaya çıkarılabilmesi ve yeni fikirlere öncülük edebilmesi için işletmenin etkili iletişim araçları geliştirmesi gerekmektedir. Bu bilgiler ise önemli ölçüde işletmenin deneyim ve tecrübelerinden hareketle öğrenilebilecek saklı bilgilerdir (Trott, 2002: 22).

 width=

Yenilik sürecinde işletme içi fonksiyonlar arası ve işletme dışındaki çevresel faktörlerle ilişkilerin her zaman resmi olması gerekmemektedir. Bu ilişkiler bazen resmi olabildiği gibi bazen de gayri resmi veya sosyal olabilir. Çünkü resmi ilişkilerden edinilen bilgiler işletme için her zaman yararlı bilgiler olmayabilir. Dolayısıyla fonksiyonlar arası ve dış çevreyle kurulan sosyal etkileşim ve iletişim, özellikle ifade edilmemiş (saklı) bilgilerin ortaya çıkarılması için oldukça önem arz etmektedir.

Yenilik sürecinin temel aktörleri, her ne kadar işletme içi ve dışı disiplinler olarak gösterilse de yeniliğin ortaya çıkmasında çalışanların; bireylerin ve özellikle girişimcinin katkısı göz ardı edilemez. Çünkü yenilik sürecinin dinamik bir yapıya kavuşturulup sürekli hâle getirilmesi bu sürece etki eden bireylerin başarısı, yaratıcılığı ve istekliliğiyle mümkün olabilir. Yenilik sürecinde bireyler; mucit, girişimci ve yönetici gibi önemli roller üstleneceklerdir. En önemlisi yenilikle ilgili kararları girişimci verecektir. Bu yönüyle girişimci sürecin anahtar bileşeni olarak görülmelidir.

Yenilik yönetimi süreci girişimcinin birtakım seri kararlar almasını gerektirmektedir. Buna göre girişimci öncelikle (1) bilgiyi elde etmektedir. Bu bilgi gerek kendisinin elde ettiği gerekse örgüt içindeki diğer birimlerden elde ettiği bilgiler şeklinde olabilir. Dahası bu bilgilenme tesadüfi olarak da oluşabilmektedir. Daha sonra (2) ikna olma aşamasına geçilmektedir. Karar birimi olan girişimci, yeniliğin aleyhinde veya lehinde bir tutuma sahip olmaya bu aşamada karar vermektedir. Daha sonra girişimci birey, (3) karar aşamasına gelir ve bu aşamada artık yeniliği benimseme veya reddetme kararını vermek durumundadır. Benimseme, yeniliğin kabulü ve kullanılmaya karar verilmesini ifade ederken reddetme ise yeniliğin benimsenmediğini ifade etmektedir. Benimsenme yönündeki karar ile beraber uygulamaya geçilir. (4) Uygulama aşamasına kadar zihinsel bir süreç izlenirken uygulama aşamasında artık açık bir davranışsal değişimin olduğu gözlenir. Çünkü yeni olan artık uygulamadadır. Son olarak (5) onaylama aşamasına geçilir. Bu aşamada yenilikle ilgili daha önceden sahip olduğu düşünceyi, uygulama sonucunda daha da pekiştirerek güçlendirebilir veya tersine çevirebilir. Yeniliğin uygulanması sonucunda beklentilerin karşılanması ve maksimum faydanın sağlanmasıyla birlikte yenilik hakkında ikna aşamasında sahip olunan düşünceler daha da güçlenecektir. Ancak yeniliğin beklentileri karşılamaması, performansının düşük olması veya daha iyi bir alternatif yeniliğin ortaya çıkmaması durumunda, karar birimleri tarafından mevcut yeniliğin uygulanmasından vazgeçilmesi de mümkün olabilecektir.